Köfte yaptığını gördüm.
I saw you making meatballs. I saw that you were /are making meatballs.
Ne yaptığını gördüm.
I saw what you did. I saw what you were doing.
Cihangir'de oturduğunu biliyorum.
I know that you live in Cihangir.
Nerede oturduğunu biliyorum.
I know where you live.
Çok çalıştığımı biliyor.
He knows that I work hard.
Ne kadar çalıştığımı biliyor.
He knows how much I work.
Nasıl çalıştığımı biliyor.
He knows how I work.
Yarın geleceğini söyledi.
He said that he would come tomorrow.
Ne zaman geleceğini söyledi.
He said when he will/would come.
Araba istediğini biliyorlar.
They know that you want a car.
Ne istediğini biliyorlar.
They know what you want.
Bu kitabı okuduğumu hatırlamıyorum.
I don't remember reading this book. I don’t remember that I read this book
Ne okuduğumu hatırlamıyorum.
I don't remember what I read.
Bana soğuktan hasta olduğunu söylemedi.
He didn't tell me that he was sick from the cold.
Bana nasıl hasta olduğunu söylemedi.
He didn't tell me how he got sick. He didn't tell me how sick he was.
Ayşe'yle konuştuğunu gördüm.
I saw you talking to Ayse. I saw that you were talking to Ayse.
Kimle konuştuğunu gördüm.
I saw who(m) you were talking to.
Mustafa bana araba aldığını söylemedi.
Mustafa didn't tell me that he bought a car.
Mustafa bana ne aldığını söylemedi.
Mustafa didn't tell me what he bought.
Ne istediğini bilmiyorsun.
You don’t know what you want.
Ne istediğini anlamıyorum.
I do not understand what you want.
Ne yapacağımı bilmiyorum.
I don’t what to do (I don’t know what I will do)
Ne zaman geleceklerini söylemedi.
Niye gelmediğini söylemedi.
He didn't say why he didn't come.
Niye gelmediğini söylemedin.
You didn't tell me why you didn't come./You didn't tell me why s/he didn't come.
Nasıl yorulduğumu bilmiyorsun.
You don't know how tired I got.

Yarın gelebileceğini söyledi.
He said he could come tomorrow.
Ne zaman gelebileceğini söyledi.
He said when he could come.
Kitabı anlayamadığını söylemedi.
He didn't say he didn't understand the book.
Neyi anlayamadığını söylemedi.
Bir günde 20 saat yürüyebileceğimi bilmiyordum.I didn't know I could walk 20 hours a day.
Bir günde kaç saat yürüyebileceğimi bilmiyordum.I didn't know how many hours I could walk in a day.

Ne yapabileceğimi bilmiyorum.
I don't know what I can do.
Beşiktaş'a nasıl gidebileceğini sordu.
He asked how he could go to Besiktas.
Ne zaman gelebileceğini bana yaz!
Write me when you can come!
Bize nasıl iş bulabileceğimizi anlattı.
He told us how we can find a job.
Kaç saat yüzebildiğimi sordu.
He asked me how many hours I could swim.
Koca televizyonu nasıl kaybedebildiğini anlayamıyorum.
I can’t understand how you managed to lose the huge TVset.
Kaç yaşında olduğumu tahmin et!
Guess how old I am!
Nereli olduğumu tahmin edemezsin.
You can’t make a guess where I'm from.

Hangi gün gelemeyeceğini bana yaz!
Write me which day you can't come!
Niye gelemediğini bize söylemedi.
He didn't tell us why he couldn't come.
Böyle basit bir şeyi niye anlayamadığını anlayamıyorum.
I don't understand why you can't understand such a simple thing.
Beş dil biliyorsun, nasıl iş bulamadığına şaşırıyorum.
You know five languages, I'm surprised how you can't find a job.

80 kilo olduğunu bilmiyordum.I didn't know you/she weighed 80 pounds.
Kaç kilo olduğunu bilmiyordum.I didn't know how much you/he weighed.
17 yaşında olduğunu bilmiyorduk.
We didn't know you/she were/was 17.
Kaç yaşında olduğunu bilmiyorduk.
We didn't know how old she/you was.
Amerikalı olduğunu biliyor.
He knows you are American.
Nereli olduğunu biliyor.
He knows where you're from.
Zor bir kitap olduğunu söylemdi.
He said it was a hard book.
Nasıl bir kitap olduğunu söylemedi (nasıl +noun = what kind of …)
He didn't say what kind of book it was
Geleceğini sanmıyorum == Geleceğini zannetmiyorum
I don't think you/he will come