Beşiktaş'ta oturduğunu biliyorum.
I know you live in Besiktas.
Kitabı okuduğunu söyledi.
He said he read the book.
Ahmet'le konuşacağını unuttum.
I forgot you would talk to Ahmet.
Soğuk yüzünden hasta hasta olduklarını söylediler.
They said they were sick because of the cold.
Yarın çalışmayacağımızı biliyor.
He knows we won't work tomorrow.
Kitabı okuduğunu sanmıyorum.
I don't think you read the book.
THAT + SUBJECT (CLAP)
Leyla'yı sevdiğini biliyorum.
I know you love Leyla.
Leyla'nın seni sevdiğini biliyorum.
I know Leyla loves you.
Ali'ye yalan söylediğini biliyorum.
I know you lied to Ali.
Ali'nin sana yalan söylediğini biliyorum.
I know Ali lied to you.
Ahmet geleceğimi unutmuş.
Ahmet forgot I would come.
Ahmet’in geleceğini unuttum.
I forgot Ahmet would come.
Mustafa'yla her şeyi konuştuğunu biliyorum.
I know you talked to Mustafa about everything.
Mustafa'nın senle her şeyi konuştuğunu biliyorum.
I know Mustafa talked to you about everything.
-Abil -AmA
Her şeyi anladığını söyledi.
He said he understood everything.
Hiçbir şey anlamadığını söyledi.
He said he didn't understand anything.
Her şeyi anlayabildiğini sanıyor.
(S)he thinks (s)he can understand everything.
Hiçbir şey anlayamadığını söyledi.
He said he couldn't understand anything.
Yüzemediğimi biliyorsun.
You know I can't swim.
Yüzemediklerini bilmiyordum.
I didn't know they couldn't swim.
Bir barda çalışamayacağını söyledi.
He said he couldn't work at a bar.
Dün çalışamadığını söyledi.
He said he couldn't work yesterday.
Ahmet Ali'nin gelemeyeceğini söyledi.
Ahmet said Ali Ali could not come.
Ali gelemeyeceğini söyledi.
Ali said he couldn't come.