-(y)A rağmen -(y)A karşın : in spite of ; against …’s will

Soğuğa rağmen dışarı çıktık.
Babasına rağmen Ahmet’le evlendi.
Gürültüye rağmen çok iyi uyudum.
Kalabalığa rağmen çok eğlendik.
Soğuğa rağmen konser çok kalabalıktı.
Trafiğe rağmen geç kalmadık.

-mAsInA rağmen  : Even though

Herşeyi yapmama rağmen işi beğenmedi.
Hiçbir şey yapmamama rağmen çok kızdı.
Çok çalışmama rağmen kirayı ödeyemiyorum.
Seni sevmemesine rağmen niye hala onunla berabersin?
Evden erken çıkmama rağmen  vapurlar çalışmadığından  geç kaldım.
Her gün spor yapmama rağmen kilo alıyorum. Galiba yaşlandım.
Shakira yaşlanmasına rağmen hala çok güzel.
İki kahve içmeme rağmen uyanamadım.

Compare:

Hasta olduğu halde bana yardım etti. (CORRECT)
Hasta olmasına rağmen bana yardım etti.  (WRONG) He was sick and he helped you how can you be angry.
Hasta olmasına rağmen bana yardım etti. (CORRECT) I felt bad because I caused him some trouble in his such a situation
Hasta olmasına rağmen partiye gelip bizi hasta etti.  (CORRECT)

Sigara içmediği halde kanser olmuş.
Sigara içmemesine rağmen kanser olmuş. (what a life it is)

Bütün kitabı okuduğum halde sınavı geçemedim.
Bütün kitabı okumama rağmen sınavı geçemedim. (angry at testing system)

Çok yorulmamıza rağmen güzel bir piknik oldu.
Çok yorulduğumuz halde güzel bir piknik oldu.
Beni çok yormanıza rağmen bu sınıfı çok sevdim.
Beş dil konuşabilmesine rağmen iş bulamadı.

… yüzünden : because of , due to

Sigara yüzünden kanser oldu.
Yağmur yüzünden dışarı çıkmadık.
Senin yüzünden işimi kaybettim.
Ali yüzünden geç kaldım.
Her şey benim yüzümden mi oldu!

-mAsI yüzünden : because :(

Murat'ın hasta olması yüzünden tatil yapamadık.
Annemin çok konuşması yüzünden geç kaldık.
Haklı (right) olmama rağmen hiçbir şey söylemedim.
Üç dil bilmesine rağmen iş bulamıyor.
Hiç parası olmamasına rağmen mutlu.
Zamanı olmasına rağmen bize yardım etmedi.
Not bırakmamıza rağmen henüz aramadı.
Taksiye binmemize rağmen geç kaldık.
Hiç zamanımız olmamasına rağmen ona yardım ettik.
Defalarca (many times) kavga etmelerine rağmen hala beraberler.
İki yıldır Türkçe öğrenmeme rağmen iyi konuşamıyorum.
Hava soğuk olmasına rağmen havuzda yüzdük.
Doktorun söylediği her şeyi yapmama rağmen iyileşemedim.
İki hafta geçmesine rağmen, posta henüz gelmedi.
Diyetisyenimin “ye“ dediği her şeyi yememe rağmen, hala kilo alamıyorum.
Yüzemememe rağmen denize girmeyi seviyorum.

Compare:
I lost my job because you didn’t help me.
Bana yardım etmediğin için işimi kaybettim. :( No emotion :)
Bana yardım etmediğinden işimi kaybettim. :( emotion
Bana yardım etmemen yüzünden işimi kaybettim. :( :< full of emotion